Raif Medetoğlu yazdı. 'Zaman Tüneli'

Raif Medetoğlu'nun, 'Zaman Tüneli' başlıklı yazısı.

"İnsanoğlu'' nefsine yenik düştü.

Öyle bir zaman tünelinden geçiyoruz ki şeytana dahi gerek kalmamış.
Çünkü onun vazifesini hiç aksatmadan yerine getiren insan suretinde şeytanın işçileri var.
Her gün vazife başında eylemdeler.

İnsanlar büyük bir kargaşanın içerisinde kalmış.
Bu kargaşa neden?
Kimi şan, kimi şöhret, kimi kadın, kimi de paranın peşine düşmüş.

"İnsanlığını unutarak" hayaller, istekler, arzular hep zevk ve sefanın etrafında tur atıyor.
Herkes unutmuş dünya denilen nesnenin gelip geçici olduğunu ve her şeyin bir günlük süsten ibaret olduğunu.

Evvela samimiyet...
Samimi niyet gerek zannediyorum.
Bu asrın en çetin imtihanıdır.
İçten, kalpten olan sevgi ve bağlılık...
Peki bu sevgi yok olmaya mahkum nesneler için mi ?
Ya da sonsuz güzelliklerin olduğu gerçek vatanımız olan ahiret yurdu için mi biriktirilmeli?

Bu hengamede inancını yitiren bir yığın insan ve imanı sarsılan milyonlarca ferd.
Farkında mısınız, bize tevdi olunan emanet zayi oldu.

İçimiz dışımızla kavgalı, dışımız içimizle...
Bir olmanın çok ötesinde savruk rüzgarlara kaptırmış her birimiz  bir yerlerdeyiz âdeta yabancı gibiyiz.
Oysa manevi derinliği olan bir millet idik.
Ve tekrar düştüğümüz yerden ayağa kalkma düşüncemiz vardı.

Kimimiz dünyayı bütün güzellikleri ile ilahi kudretin mühürlediği bir vesika olarak kabul edip nefret değil, aşk ile onu idrak etmenin hazzını yaşayarak tefekkürdeyiz.

Kimimiz marifet ve muhabbetin önüne geçen, ona engel olan ve dünyanın çirkin yüzüne tapacak derecede önem verip ahiretini düşünmeyen, her şeyi maddeden ibaret gören ve aklı ile değil hevesi ile birlikte hülyalarda..

Sabahın erken saatlerinde öten bir kuşun dingin sesine ve özellikle sabah ezanı ile birlikte âdeta namaza çağıran horuzun sesine hasret kaldık.
Heyhat! Şehirlerimiz gibi duygularımız da betona gömüldü.
Kulaklarımıza fısıldayan o doğal ses nerede?

Bak yine gece oldu. 
Bari şu dünyanın güzel yüzüne bak, son uğultusuna kulak ver.
Belki de bu tükenen son nefestir... 
Sahi, nefes alan sadece insan mı şu dünyada?
Nice nefes alıp verirken kendi lisanı ile zikirde olan varlıklar var.
Hayallerimizin çok ötesinde bir âlem ümit ediyor ve onu yaşıyoruz
Şu gözler gördüklerine inanma güçlüğü çekmesin.
Şu gördüklerin hepsi birer cennet numunesidir,
idrak edene, onu bilene...
Hüküm onun, tasarruf onun, irade onun, ilim onun...

Evet fazlaca kalabalık dünya, fazlaca gürültülü, fazlaca duyarsız, umarsız, hem epeyce rayihasız adına ahirzaman denilen devrin göbeğinde yaşıyor olsak da anlayabiliriz birbirimizi değil mi ?
Biraz eşlik edebiliriz gideceğimiz, hak bildiğimiz  yola...
Mevsimler ne diye gelip geçiyor zaten?
Bu debdebeler çağında, çiçeklenmiş bir bahçeye insanın kazayla gözü kaysa bin yıl gönlü kalır. 
Bunca mucizevi insan manzaralarına, tabiattaki akıllara durgunluk veren işlere nasıl duyarsız kalır insan...

Binlerce selam olsun şu güzelliğin meliki olan Allah'a secde edenlere...

Selâmet kalınız....

WhatsApp İhbar Hattı
0546 426 37 38
ÇEKİN, GÖNDERİN, YAYINLAYALIM!

Bakmadan Geçme