Raif Medetoğlu yazdı. 'Hoş geldin ya şehr-i panayır'

Raif Medetoğlu'nun 'Hoş geldin ya şehr-i panayır' başlıklı yazısı.

Raif Medetoğlu yazdı. 'Hoş geldin ya şehr-i panayır'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

HOŞ GELDİN YA ŞEHR-İ PANAYIR ...

Radyonun cızırtıları arasında dinlediğimiz müziklerden sonra reklamlar başladı otobüste yada hususi aracımızda 
Ve salonumuzun en itinalı yerinde TV ekranlarında mubtelasi olduğumuz dizilerin arasında  Neredeyse hemen hemen hepsinde Ramazan temalı reklamlar büyük Puntolar ile  gözümüze çarpıyor.

 'Ramazan'da 30 gün sürecek eğlenceye hazır olun!', 

'İftardan sahura kadar sürecek etkinliklerimiz ve ekstra ikramlarımız ile sizi bekliyoruz', 

'Her şey dahil iftar sofraları kişi başı şu kadar', 

' Ramazan'da İslami tatile ne dersiniz, bay bayan ayrı havuzlarımız sahura kadar açık üstelik x hoca da her akşam teravih kıldıracak'.

vs gibi...

Ramazan dendiğinde aklımıza artık pide ve ekmek fırınları önünde oluşan uzun kuyruklar  marketlerde dağ gibi yığılmış güllaçlar ve maalesef buz gibi şüpheli içecekler geliyor artık. 
Ve dikkatleri markete sevk etmek için vitrin süsü Fesli reyon görevlileri geliyor aklımıza ve görsel zevkimizi okşuyan gıda kuleleri, vagon gibi sıra sıra dizilmiş ağzına kadar insanlar ile dolmuş market kuyrukları. 

Günümüzde yapılan market harcamaları ve israfın can sıkıcı boyutu ciddi anlamda tahriş edici ve toplumsal barışa zarar vermektedir.
Kapitalist düzenin ekmeğine yağ süren müslümanlar adeta rekabet halinde koşuşturma ve telaş içine girmiş durumdalar.

Hele Belediyelerin bu etkinlikler için harcadığı paralara ve israfa girmiyorum bile.

Malesef ; Ramazan bugün bir modern toplum eğlencesi haline geldi.

Bu tablo içinde büyüyen ve 25 yaşına gelen bir genç için Ramazan artık nefsi terbiye etme, içe dönme, fakirin halinden anlama, rabbine yaklaşma ve Allah'ın  rızasını talep  etme ayı değil etkinlik ve eğlence ayına dönüştü.

Bunlar olmasın mı? Müslüman eğlenmesin mi?
Olsun ve eğlensin tabi ama bir şartla
'Helal dairesi geniştir keyfe kfidir.'
 

Ancak işin ruhunu kaybettiğimizde bu ne olursa olsun yine dönüp bizi buluyor ve huzursuzluk veriyor...
Korkarım ki toplum olarak biz Ramazan'ın Ruhunu kaybediyoruz. 
Metropol kentlerde oruç tutana Ramazan ayına saygıda kusur edenlerin sayısı oldukça fazla 
Yani bu li cenap ruhlu milletin evlatlarını nasıl bu hale getirdiler.
Onunda siz Düşünün ...
İşte yukarıda işin ruhunu kaybetmekten söz ettim Buyrun;
Bizleri kapitalist Dünya'nın geliştirdiği sistemin sömürülmeye elverişli tüketicileri haline getirdiler.
Neden ? çünkü ; Biz ruhumuzu kaybettik bizi yücelten değerlerimizi kaybettik...

Bu düzende Acıkmadığımız halde doymak arzumuz tırtıklaniyor,susamadığımız halde içmek ve  ihtiyacımız olmadığı halde satın almaya şartlandırıldık. 

Ve tabiki kapitalizmin amacı menfaattir.
Bütün insanlık onların ilgi odağıdır.
Temel gayesi sınıflar ve milletler arasında, çatışma zemini oluşturmak oradan beslenmektedir.
Toplumlar arasındaki ilişkilerde  başkalarını yutmak temel vazifesidir.

Kapitalizm, tam da kendini en yoksun hissettiğin bir ayda seni adate alış veriş için motive ediyor, tetikliyor bunun için her türlü argümanı kullanıyor.
Netice olarak mideni bir varile dönüştürmek  için  bir çaba sarf ediyor.
Dini ve dünyevi ne varsa satılabilir ve kullanılabilir bir hale dönüştürüp kasalarını doldurmak için planlarını usulca uyguluyorlar.
Ve hala biz ruhumuz  aç , gözümüz aç göbeğimizin etrafında bir ay,bir yıl ve bir ömür  boyunca tur atıyoruz.

Ey müslüman ! Panayırdan panayıra koşarken, ruhunun bir panayıra döndüğünü gör lütfen...

Kapitalist dünya taşkın sular gibi arzu ve  istekleri körükleme noktasında üzerine düşeni  yapıyor.
Yani bu mübarek Ramazan ayında nefsi hayra ve güzelliğe yönlendirmek yerine  ruhun,aklın,kalbin gıdası olan manevi dinamikleri diri tutmak, Kur'an sofrasında beslenmek  yerine  Kusacak kadar yiyerek kalktığımız sofralara yönlendirir.

Dostlar ; Bu Ramazan'da Ruhumuzu değil tabirimi mazur görün işkembelerimizin hacim kazandığı bir zaman dilimine dönüştürmüşsek artık durup n'oluyor bize diye düşünmemiz gerekmez mi?

Aslını ve özünü kaybeden her şey çürümeye mahkûmdur.

Rabbim bu milleti hüviyeti asliyesine geri döndürsün.

Raif Medetoğlu

WhatsApp İhbar Hattı
0546 426 37 38
ÇEKİN, GÖNDERİN, YAYINLAYALIM!