Psikolog Merve Demir Yazdı. 'Çocuğu Kardeşinin Doğumuna Hazırlamak'

Psikolog Merve Demir'in 'Çocuğu Kardeşinin Doğumuna Hazırlamak' başlıklı yazısı.

Psikolog Merve Demir Yazdı. 'Çocuğu Kardeşinin Doğumuna Hazırlamak'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

ÇOCUĞU KARDEŞİNİN DOĞUMUNA HAZIRLAMAK

DOĞUM ÖNCESİ VE SONRASI


 

Aileye katılacak yeni bir çocuk herkes için heyecan verici bir durumdur. Çocuklar arasında kardeşlik duygularını pekiştirmesi, paylaşma ve birlikte faaliyetlerde bulunmak gibi bir takım kavramları öne çıkarması bakımından da önemli yararları bulunduğu bir gerçektir. Aileler yeni bir bebek beklerken, çocuklarını buna hazırlamaya uğraşırlar. Hamilelik ve doğum sonrası ile ilgili bilgiler verirler. Bu iyi bir yöntemdir. Neler olacağını bilmek kaygıyı azaltır. Ancak kendimize şu soruyu sormalıyız : Kardeşin varlığına önceden hazır olmak , çocuğun doğumdan sonra yaşayacaklarını kolaylaştırır mı ? Hazırlıklı olunabilir ama duygulara önceden hazırlık yapılamaz. Neler olacağını bilse de, neler hissedeceğini ancak kardeşi var olduktan sonra deneyimleyebilir. Bu, anne ve baba adayları için de geçerlidir. Önemli olan birlikte bu süreci geçirirken ,ebeveynin de duygularını çocuğuyla paylaşmasıdır. Eğer anne ve baba çocuğuna ne hissettiğini anlatmaz ise ,çocuk bu duyguların konuşulabileceğini tahmin edemez. Duygusal tedavinin tek yolu vardır, o da duyguları fark etmek, dile getirmek , kabuletmek ve bununla baş çıkmak için yöntemler bulmaktır.” Ben kardeşimi kıskanıyorum ” diyebilmesi için, çocuk eleştirilmeyeceğini bilmelidir. Bu nedenle çocuğu eleştirmeden dinlemek ,kardeş kıskançlığının en önemli ilacıdır. Eğer ‘ne kadar ayıp ,o senin kardeşin ,onu sevmek zorundasın ‘ denirse, çocuk anne babasının sevgisini kaybetmemek için kıskançlığını bastıracak fakat onların olmadığı yer ve zaman da gizlice fantezisini gerçekleştirmeye çalışacaktır (çimdikleme , ısırma , vurma vb.) Ebeveynin yanında ise sertçe sevme ile yetinecektir ya da mükemmel abi / abla rolünü oynayacaktır.

 

 

Peki Hamilelik Evdeki Çocuğa Nasıl ve Ne Zaman Söylenmeli ?

 

 

Konunun ilk can alıcı noktası tam da burasıdır. Öncelikle ikinci ya da üçüncü bir çocuk istemek ve bunun kararını vermek çocuklarla paylaşılacak ya da onlara sorularak onaylarının alınacağı bir durum değildir. Okul çağında bir çocuğunuz varsa hamileliği paylaşmakta sakınca yoktur. Bazı kavramlar netleşmiştir. Fakat okul öncesi çocuğunuz varsa hamileliğinizi duyurmak için biraz beklemeniz gerekebilir. Aslında çok büyük olmadıkları sürece hemen hemen bütün çocuklar sabırsız davranıp sizi dokuz ay boyunca bu hamileliğin ne zaman biteceğiyle ilgili sorularıyla bunaltabilirler. O nedenle 3-4 ay dolmadan söylememeye çalışırsanız rahatınız için daha sağlıklı olur. 

 

 

Hamileliğinizi söylerken çocuğun bu haberden çok mutlu olacağı beklentisinde olmayın , eve yeni bir kardeşin geleceğini, dolayısıyla evin biraz karışık ve dağınık olabileceğini çok abartmadan söyleyin ve onun yardımına ihtiyaç duyabileceğinizi belirtin. Bu arada size çok fazla soru sormak isteyecektir. Sabırla sorularını yanıtlayın , anlayabileceği basit ifadelerle bebeklerin nasıl oluştuğunu, annesinin karnında nasıl büyüyüp geliştiğini anlatın. Okul öncesi çocuklar bebeğin  ne zaman geleceğini ısrarla sorma eğilimindedir. Anlayabileceği şekilde , mevsimlerden yola çıkarak zamanı anlatmaya çalışın , örneğin  yaz gelip çiçekler açınca , ya da kış gelip karlar yağdığında , sen montunu giymeye başladığında gibi cümlelerle vurgulayın. Yine de soru sormasına hazırlıklı olun.

 

 

Bebek eve Geldikten Sonra Neler Olabilir ve Ebeveynler Neler Yapmalıdır ?

 

 

Bebeğin doğumu ve eve gelmesiyle birlikte olay merak ve korkudan çıkıp, kıskançlık durumunu alabilir. Kıskançlık aslında bireyin hemen her döneminde diğer bireylere karşı geliştirdiği bir duygudur ve özellikle çocuklarda son derece normaldir. Bebek eve geldikten sonra hem anne babanın hem de çevredeki diğer insanların bütün ilgisinin bebeğe yönelmiş olması çocuğu korkularında haklı olduğunu düşünmeye iter. Burada önemli bir noktaya dikkat çekmek gerekir. Bazı çocuklar yaşadıkları duyguları net olarak yansıtırlarken bazı çocuklar içe kapanabilirler ne hissettikleriyle ilgili olarak en ufak bir tepki vermeyebilirler. Hatta büyük çocuk bebeğe çok ilgili davranarak anneye yardımcı olmak konusunda çok istekli görünebilirler. Böyle yaparak annenin ilgisini ve sevgisini kaybetmemeye çalışır. Bu davranışları gösteren bir çocuğa karşı ailelerde çocuğun kıskanmadığını düşünerek rahat davranabilirler ama en büyük yanlış budur. Onun duyguları ve ne hissettiğiyle ilgili mutlaka zaman zaman konuşulmalıdır. Aksi halde kardeşini çok seven ,annesineyardımcı olmaya çalışan çocuğun küçük kardeşine sevgi gösterilerinde bulunduğu sırada onun canını acıtmaya başladığını fark edebilirsiniz. 
 

 

Evdeki çocuğun belirgin tepkileri; 

 

  • Parmak emme, altını kirletme, bebek gibi konuşma biçiminde davranışlar sergileyebilirler. • Ciddi öfke nöbetleri yaşayabilir, saldırgan davranışlar gösterebilirler. • Okula gitmek istemeyebilirler. • Uyku bozuklukları yaşayabilir.  • Yaşadığı kızgınlık duygularını başka kişilere ve canlılara zarar vererek ortaya koyar. • İçine kapanabilir, sessizleşebilir ve bu dışa dönük tepkilerin hiç birini vermeyerek suskunlaşabilir. • Kardeşi yokmuşçasına davranabilir, yok sayabilir. • Anne babası tarafından sevilip sevilmediğini test etmek ister , sürekli soru sorarak ne kadar sevildiğini öğrenmek ister.!! 
    Bu belirtiler ve tepkiler her çocuğun yapısına ve evdeki anne babanın tutumuna göre değişmektedir.    

Anne Babalara Öneriler 

 

 

Çocuğu hazırlamak, geçiş süreci sırasında yeni hayata uyumunu kolaylaştırmak biraz zaman alıcı ve yorucu olabilir ama bütün bu aşamalarda büyük çocuğun hiçbir günahı olmadığı unutulmamalıdır. O haklı olarak evdeki otoritesinin ve ilgi merkezi olmasının kaybından kaynaklanan üzüntü ve kıskançlık yaşamaktadır ki son derece doğal bir duygu olduğunu kabul etmek gerekir. Durumu kolaylaştıracak bazı noktalar:
  • Çocuğa bebek olacağı söylendikten sonra kardeşini çok seveceği şeklinde mesajlar verilmemelidir. Olay doğal akışına bırakılmalı ve zaman tanınmalıdır. • Büyük çocuğa ilgi gösterilmesi konusunda cömert davranılmalıdır. Genel kanı yeni doğanın ilgi ve bakıma ihtiyaç olduğu şeklindedir ama maalesef bu yanlış bir düşüncedir ve asıl ilgi büyük kardeşe gösterilmelidir. Bu şekilde kardeşinin olmasının ona olan sevgiyi asla değiştirmeyeceği davranışlarla da desteklenmiş olacaktır. • Kardeşine alınacak malzemelerden, konulan isime kadar büyük çocuğun mutlaka fikri alınmalı alışverişe birlikte gidilmelidir. • Çocuğun kıskanmasına sebep olacak şaka yollu da olsa en küçük bir söz dahi edilmemelidir. • Bebeğin doğumu öncesi ve sonrasında evde başka bir değişikliğe gidilmemelidir. Çocuk okula başlatılmamalı, evden uzaklaştırılıyormuş duygusuna yol açılmamalıdır. • Küçük kardeşle ilgili olumsuz ve kötü sözler kullanılmamalıdır. (Sen çok güzelsin ama bak bu bebek ne kadar çirkin gibi…) • Çocukla her fırsatta konuşulmalı ve duygularını anlatmasına fırsat tanınmalıdır.

 

İlgili, tutarlı, sevecen bir yaklaşımla ilk günlerin telaşı da atlatıldıktan sonra her şey yoluna girecek ve çocuk küçük kardeşini benimseyecektir.

       Sevgiler

  Psikolog Merve DEMİR

Bakmadan Geçme