- Haberler
- Ağrı Haberleri
- Kerem Engin Yazdı 'Yeni Hükümet ve Beklentiler'
Kerem Engin Yazdı 'Yeni Hükümet ve Beklentiler'
Araştırmacı ve Yazar Kerem Engin'in, 'Yeni Hükümet ve Beklentiler' başlıklı yazısı.
Ülkemiz 14 ve 28 Mayıs tarihlerinde sandık başına giderek çok zorlu bir süreci geride bıraktı. Beş yıl boyunca halka vekalet yapacak vekiller ve hükümete başkanlık yapacak Cumhurbaşkanı seçildi. Şimdi yeni görevlendirmelerle bakanlar kurulu da oluştu. Ülkemiz ve milletimiz adına hayırlı olmasını dilerim. Halk, şu ana kadar üzerine düşen tüm sorumlulukları en güzel şekilde yerine getirdi. Siyaset kurumu, seçimlerle halktan bir kez daha onay aldı. Şimdi sıra seçilen kadroların milletin beklentilerine cevap vermesine geldi:
* Öncelikle, seçim süreci boyunca karşılıklı kullanılan ağır ve ayrıştırıcı dil geride bırakılarak acilen daha kuşatıcı ve kucaklayıcı, ölçülü ve saygılı bir üslubun hakim olması gerekir.
* Hakkaniyete dayanan, yapıcı ve yol gösterici eleştiri yapanlar yaftalanmamalı. Ve istişare mekanizması en etkin şekilde işletilip tenkit ve tavsiyeler can kulağıyla dinlenmeli.
* Yeni atama ve görevlendirmelerde 'ehliyet ve liyakat', 'dürüstlük ve çalışkanlık', 'tevazu ve sadelik' en belirleyici özellikler olmalı.
* Eğitimde fiziki alanda yakalanan başarının, başta öğretmenin değerini arttırmak olmak üzere; içinde hem 'talim' ve 'terbiyeyi' barındırmalı hem de 'öğretmen' ve 'ebeveyni' ortak hareket ettirecek çağın ruhuna uygun bir müfredatla sürdürülmeli.
* Toplumun temel yapısı olan ailenin korunması ve varlığının devamlılığı, tüm bakanlıkların yaptıkları her işte göz önünde bulundurması gereken en başat gündem olmalıdır. Çünkü aile varsa biz varız, dağılırsa yok oluruz.
* Gençler konuşturulmalı, önemsenmeli ve inisiyatif verilmeli. Ekonomik kaygılar ve gelecek endişesi taşımadan kendilerini çağın gereklerine uygun ve köklerine bağlı bir şekilde yetiştirecek politikalar üretilmeli. Zira istikbal köklerdedir.
* En büyük sıkıntıların başında gelen 'adalet' ile ilgili eksiklikler, hukuk devleti normlarına yakışır biçimde acilen çözülmeli ve farklılıklarımızın zenginlik olduğunu bilerek birlikte huzur içinde bir yaşam tesis edilmeli.
* Ülkenin dört bir yanı şehir ve bölge fark etmeksizin ekonomik ve sosyal manada aynı duyarlılıkla kalkındırılmalıdır. Başta deprem bölgesi olmak üzere geri kalmış illere ayrı bir hassasiyetle yaklaşılmalı.
* Kamunun malı Allah'ın malıdır düsturuyla hareket edilmeli ve hiçbir şekilde israfa, lükse, şatafata gelir dağılımındaki adaletsizliğe rıza gösterilmemeli.
* Adam kayırmaya, torpile, grupçuluğa müsamaha gösterilmemeli, ahbap-çavuş ilişkilerinin önü kararlılıkla kesilmeli.
* Hiçbir kurum benliği oturmamış, şahsiyeti olgunlaşmamış, kifayetsiz muhterislerin ve kibirli egoistlerin insafına terk edilmemeli.
* Kurumlarda ihale peşinde koşan, usulsüzlüklere tevessül eden, rüşvet alan şüpheli ve şaibeli ahlaksızlara asla müsaade edilmemeli.
* İlkesiz, çapsız, kalitesiz kişiler ile rüzgara göre konum belirleyen, zamana göre kılık değiştiren menfaatperestler etkili ve yetkili hiçbir konumda tutulmamalı.
* Davayı dert edinen samimi dostların ve halis niyetli insanların; şakşakçılar, yağcılar ve troller tarafından harcanmasına göz yumulmamalı.
* Halktan vekaleti aldıktan sonra seçmeni unutup seçim bölgesine uğramayan, şehrin ihtiyaçlarını ve halkın beklentilerini çözmeye çalışmadığı halde vatandaştan minnet bekleyen, milletten kopuk kişilere fırsat verilmemeli.
* Dün mütevazı iken bugün mütekebbirleşen, ulaşılır iken ulaşılamaz hale gelen, verdikleri sözleri ve yaptıkları vaatleri unutan ve makamlarını çıkarları için kullananlar kişiler derhal uzaklaştırılmalı.
* Mazlum ve mağdura, gariban ve yetime, kimsesiz ve çaresize sırtını dönüp kulak vermeyen, onların haline tercüman ve derdine derman olmayan yerel ve mülki amirler mutlaka uyarılmalı.
* Kişi ve toplulukların temel hak ve hürriyetlerinin teminat altına alındığı, ülkenin tüm vatandaşlarının eşit haklara sahip olduğu ve en geniş toplumsal sözleşme olan 'Sivil Anayasa' ortak bir mutabakatla yapılmalı ve kısa bir süre içinde hayata geçirilmeli.
Unutmayın! Hiç kimsenin oyu çantada keklik değildir. Zaman çok hızlı akıyor, devran çabuk dönüyor. Bu halk zafer sarhoşluğuna kapılanlardan ve makamlara ulaşınca başı dönenlerden hesap sormayı çok iyi biliyor.