Fuat Erdem Yazdı. 'AKSA'dan Özerkliğe'

Araştırmacı ve Yazar Fuat Erdem'in, 'AKSA'dan Özerkliğe' başlıklı köşe yazısı.

Fuat Erdem Yazdı. 'AKSA'dan Özerkliğe'
TAKİP ET Google News ile Takip Et

Sadece doğalgazımı pahalı kullanıyoruz. Doğalgaz fiyatı düşürülürse bütün sorunlarımız çözülecek mi. Elbette ki hayır. Sadece bir sorunumuz çözülmüş olacak. Ağrının iklim şartları göz önünde bulundurulduğunda bu sorunun hiçde küçük bir sorun olmadığı net bir şekilde görülür veAğrı halkının tepkisinde ne kadar haklı olduğu anlaşılır.


 

Ama benim size farklı bir teklifim var.Lütfen okuyun ve hemen tepki vermeden biraz anlamaya çalışın.


 

Yıllardır İlimize bölgemize yönelik ekonomik kalkınma için ayrıcalık içeren paketler hazırlanıyor ve hayata geçiriliyor. Eksik olsa da tüm bu iyi niyetli çalışmalara rağmen bölgede bir türlü istenilen kalkınma sağlanamıyor ve geri kalmışlığın önüne geçilemiyor. Bana kalırsa bunun tek nedeni tüm bu ayrıcalıkların geçici ve süreli olması. Başak bir değişle vergi indirimi Sigorta pirimi desteği ucuz enerji gibi imtiyazların kalıcı ve yasal güvence altında olmaması. Yine başka bir değişle aynı kanunlara tabi olduğunuz Marmara,Ege, Akdeniz ve Karadeniz gibi bölgelerin yanında tercih edilmemeniz. Hal böyle olunca buraya sadece gelmek zorunda olanlar geliyor yada buradan geçmek zorunda olanlar. Birde valinin ve siyasilerin ricası ile gelenler.


 

Sonra ne oluyor süresi dolduğunda yada şartlar değiştiğinde herkes gidiyor.


 

Demem o ki, Artık zamanı geldi, herkes korkmadan çekinmeden bunu dillendirmeli, Anayasal ayrıcalık istiyoruz. Gelirimizin, sağlık, eğitim, tatil, barınma, iklim ve bir çok giderimizin eşit olmadığı bölgelerle yarışmamız veya onların arasından sıyrılmamız mümkün değil.


 

“Coğrafya kaderdir” gerçeğinden yola çıkarak coğrafyanın gerçekleriyle kaderimize yön verilmesi lazım. Kar ve soğuk bizim kaderimizse bunu avantaja çevirmemiz ,Sınır ili olmamızın bir güvenlik sorunu değil, bir zenginlik vesilesi olmasını sağlamak lazım. Nasıl ki Coğrafi olarak 7 ayrı bölgemiz varsa ekonomik olarak da farklı bölgelerimiz olabilir. Farklı bayrak, marşa ve dilden bahsetmiyorum aksine tüm bu istekleri kendi gündemi yapanların elindeki argümanı elinden alacak anayasal ekonomik bir yapılanmadan bahsediyorum.


 

Anayasal anlamda Etnik ve mezhepsel ayrıcalıklar istemek asıl sorunu gölgelemek ve çözümsüzlüğe itmekten başka bir işe yaramaz.  


 

Biliyoruz ki hükümet ve muhalefet önümüzdeki günlerde birer reform paketi açıklama hazırlığı içinde. Hükümet kanadı Ekonomi ve hukuk alanında, muhalefet ise güçlendirilmiş parlamenter sistem ile ilgili yeni çalışmalar yürütüyor. Belki böyle bir çalışmaları vardır ama yoksa bile acilen böyle bir çalışma yapmaları lazım diye düşünüyorum. 


 

Bölgemizi, rica minnetle yatırımcıların getirildiği, dışarıdan gelen kamu çalışanlarının bir an önce gitmek için her kapıyı çaldığı ve kendimizin de parayı bulur bulmaz bir an önce terk ettiği yer olmaktan kurtarmak, isteyerek ve bilerek tercih edilen cazip yer haline getirmemiz lazım. Neden mi?  Hem bölgemizin kalkınması hem de İstanbul, İzmit ve diğer büyük şehirlerimizin daha fazla sıkışmasının önüne geçmek için bunu yapılması şart. Vergiler, sigorta primleri, çalışanların ücretleri, gümrük, ticaret, imar, eğitim ve sağlık bölgenin şartlarına göre düzenlensin ve anayasal güvence altına alınsın. Pekibu nasıl olacak. Onu da ekonomistler ve ilgililer tartışsın.


 

Lafı fazla uzatmaya gerek yok, belki haddimi aştım ama artık Ekonomik Özerkliğin tartışılması gerekiyor. Hatta önümüzdeki Çarşamba günü yapılacak Ak Parti kongresi bu taleplerimizin ilgililere iletilmesi için bir başlangıç olabilir.


Dostça kalın…

Bakmadan Geçme