Cuma hutbesinde ' Muharrem ayı ve 30 Ağustos' vurgusu

Türkiye genelinde camilerde Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan "Allah'ın Dinini Yüceltme Gayreti" başlıklı cuma hutbesi okundu. Hutbeden "Kerbel'ya benzer ağır yaralar almamak için bize düşen vazife, bilgili olmak ve bilinçli davranmaktır. Vatan, Cenb-ı Hakk'ın insana bahşettiği en değerli nimetlerden biridir. Çünkü vatan, güvendir, huzurdur, umuttur, namustur." ifadesine yer verildi.
Diyanet İşleri Başkanlığınca hazırlanan cuma hutbesinde, "Allah'ın Dinini Yüceltme Gayreti" konulu cuma hutbesi Türkiye genelindeki camilerde okundu. Okunan hutbede şu ifadelere yer verildi; "Ağustos ayı, Anadolu'nun kapılarını barışa ve adalete açan şanlı milletimizin, hakkı hkim kılma yolunda kazandığı nice zafere şahittir. İmanımız ve istikllimiz, vatanımız ve istikblimiz için nice zor zamanları göğüsledik. Sabrettik, canla başla mücadele ettik ama hiçbir zaman yılmadık, yıkılmadık, ümitsizliğe kapılmadık. Allah'a güvendik ve O'nun yardımıyla Malazgirt'ten Mohaç'a, Sakarya'dan Başkomutanlık Meydan Muharebesi'ne kadar şan ve şerefle dolu nice sayfayı tarihimize ekledik.
Vatan, güvendir, huzurdur, umuttur, namustur
Vatan, Cenb-ı Hakk'ın insana bahşettiği en değerli nimetlerden biridir. Çünkü vatan, güvendir, huzurdur, umuttur, namustur. Bu aziz vatan, Allah'a verdiği ahdi tutup canından vazgeçen şehitlerimizin, cepheden cepheye koşan gazilerimizin mukaddes emanetidir. İstiklal Marşımız, bu gerçeği şöyle anlatır:
Bastığın yerleri 'Toprak!' diyerek geçme, tanı! Düşün altındaki binlerce kefensiz yatanı. Sen şehîd oğlusun, incitme, yazıktır, atanı: Verme, dünyları alsan da, bu cennet vatanı.
O halde, her akşam bağrında güvenle uyuduğumuz, her sabah seherinde özgürlüğe uyandığımız bu cennet vatanın kıymetini bilelim. Vatan sevgimizden aldığımız güçle, gece gündüz demeden milletimizin iyiliği, mutluluğu, refahı için çalışalım. Birliğimizi, dirliğimizi ve kardeşliğimizi her türlü menfaatin üstünde tutarak koruyalım. Vatanımızın her karış toprağını ve milletimizin her bir ferdini korumanın boynumuzun borcu olduğunu unutmayalım.
Aşûr günü Hz. Hüseyin'in Kerbel'da şehadete yürüdüğü gündür
Geçen hafta yeni bir hicri yıla girdik. Yarın ise 10 Muharrem şûr gününü idrak edeceğiz. Peygamber Efendimiz, 'şûr günü tutulan orucun, bir önceki yılın günahlarına kefaret olmasını Allah'tan ümit ediyorum.' buyurmuştur. Muharrem'in dokuzuncu veya on birinci gününü de şûr gününe ekleyerek iki gün oruç tutmayı müminlere tavsiye etmiştir.
şûr günü, aynı zamanda Şehitlerin Efendisi Hz. Hüseyin'in ve beraberindeki Ehl-i Beyt-i Mustafa'dan yetmiş küsur kişinin Kerbel'da şehadete yürüdüğü gündür. Bu elim ve hazin hadise, Peygamber aşkıyla yanan bütün mümin yüreklerin yarasıdır. Bugün Kerbel'ya benzer ağır yaralar almamak için bize düşen vazife, bilgili olmak ve bilinçli davranmaktır. Hz. Hüseyin gibi, son nefesimize kadar Kur'an-ı Kerim'in rehberliğine ve Peygamber Efendimizin sünnet-i seniyyesine bağlı kalmaktır.
Unutmayalım ki, şu fani dünyanın hiçbir menfaati, iman kardeşliği ile gelen bereket ve rahmetten daha üstün olamaz. Mal, mülk, makam ya da şöhret, hiçbir zaman bir müminin duasını almaktan, bir gönüle şifa olmaktan, aynı yüce ideal uğrunda fedakrlık yapmaktan daha değerli olamaz.
Bu vesile ile başta Hz. Hüseyin Efendimiz olmak üzere, Kerbel şühedasını rahmetle anıyorum. Bu vatanın aziz şehitlerini, hassaten 30 Ağustos günü milletçe zafere ulaştığımız Kurtuluş Savaşımızda canlarını feda eden yiğit askerlerimizi, gazilerimizi ve ordularımızı yöneten kahraman kumandanlarımızı rahmetle ve minnetle yd ediyorum'' denildi.

Bakmadan Geçme